Tom uçuşunu kaçırmak istemiyor.
- Tom doesn't want to miss his flight.
Trenimi kaçırmak istemiyorum.
- I don't want to miss my train.
Kuşa ateş etti fakat ıskaladı.
- He shot at the bird, but missed it.
Ok hedefini ıskaladı.
- The arrow missed its target.
Mezuniyet töreninde mezun olan öğrencilerin adlarını söylemeyi unutmak şaşırtıcı bir başarısızlıktır.
- Forgetting to say the graduating student's name at the graduation ceremony was a colossal miss.
Eğer senin düzenli desteğin olmasa, benim misyonum başarısızlıkla sonuçlanırdı.
- But for your steady support, my mission would have resulted in failure.
Sizinle tanışmak bir onurdur, hanımefendi.
- It's an honor to meet you, miss.
Hepimiz seni özledik.
- We all have missed you.
Sen Fransa'dayken seni gerçekten çok özlemiştim.
- I really missed you when you were in France.