Karlarla örtülü şu dağa bak.
- Look at that mountain which is covered with snow.
Görebildiğim kadarıyla her şey karla örtülüydü.
- As far as I could see, everything was covered with snow.
Tom çamurla kaplanmış şekilde eve geri döndü.
- Tom came back home covered in mud.
Zemin kanla kaplanmıştı.
- The floor was covered with blood.
Tom artık ebeveynlerinin sağlık sigortası kapsamında değil.
- Tom is no longer covered by his parents' health insurance.
Kaza hasarları garanti kapsamında değildir.
- Accidental damage isn't covered by the warranty.
Tepe karla kaplı olurdu.
- The hill used to be covered in snow.
Bahçe düşmüş yapraklarla kaplıydı.
- The garden was covered with fallen leaves.