vatansız

listen to the pronunciation of vatansız
التركية - الإنجليزية
homeless
stateless
vatan
{i} homeland

We'll fight to the end to protect our homeland. - Vatanımızı korumak için sonuna kadar savaşacağız.

Russia is the homeland of the elephants. - Rusya, fillerin vatanıdır.

vatan
motherland
vatan
soil
vatan
habitat
vatan
fatherland

My fatherland is there, where my soul is. - Ruhum neredeyse vatanım oradadır.

All traitors of the fatherland will be punished. - Vatanın bütün hainleri cezalandırılacak.

vatan
(Politika, Siyaset) nation

She was a British national. - O bir İngiliz vatandaşıydı.

I have the French nationality, but I'm from Vietnam. - Fransız vatandaşlığım var ama Vietnamlıyım.

vatan
native country

Georgia is his native country. - Gürcistan onun ana vatanı.

vatan
land
vatan
country

It is an act of treason to sell military secrets to your country's enemies. - Askeri sırları ülkenin düşmanlarına satmak vatan hainliğidir.

If your wife cheated on you, thank God she only cheated on you and did not betray the country. - Eğer karın sana ihanet ederse, şükret ki o sadece sana ihanet etti vatanına değil.

vatan
home

We'll fight to the end to protect our homeland. - Vatanımızı korumak için sonuna kadar savaşacağız.

Norway is my new homeland. - Norveç benim yeni vatanımdır.

Vatan
Blighty
Vatan
Britain or England as homeland (name used affectionately in jest)
vatan
native country, motherland, homeland, country
vatan
native land
vatan
(göçmen) old country
vatan
native shore
التركية - التركية
Vatanı olmayan
haymatlos
vatan
Yurt: "Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın / Bir vatan kalbinin attığı yerdir."- N. H. Onan
VATAN
(Osmanlı Dönemi) (C.: Evtan) Bir kimsenin doğup büyüdüğü yer. Yurt
vatan
Bir ulusun bağımsız ve egemen olarak üzerinde yaşadığı yeryüzü parçası ve onun havası ile karasularına denir
Vatan
(Osmanlı Dönemi) SAV
Vatan
(Osmanlı Dönemi) SE'V
vatan
Yurt
vatansız
المفضلات