vari̇s

listen to the pronunciation of vari̇s
التركية - الإنجليزية

تعريف vari̇s في التركية الإنجليزية القاموس.

varis
successor

The successor to the throne was killed. - Tahtın varisi öldürüldü.

varis
heir

Queen Elizabeth did not have any direct heir. - Kraliçe Elizabeth'in herhangi bir doğrudan varisi yoktu.

He died without an heir. - O bir varisi olmadan öldü.

varis
varicosis
varis
inheritor
varis
varix
varis
heritor
varis
survivor
varis
varicose vein, varix
varis
varicosity
varis
varicosis, varicosity
varis
devisee
varis
varicose vein

Tom has varicose veins. - Tom'un varisli damarları var.

varis
inheritress
varis
(kadın) heiress
varis
path
varis
inheritrix
varis
varix, varicose vein, varicosity
vâris
heir, inheritor mirasçı, kalıtçı
vâris
heir, inheritor
varis çorabı
varicose bandage
varis çorabı
surgical stocking
varis
beneficiary
varis
devise
varis
arrival
varis
varicose veins

Tom has varicose veins. - Tom'un varisli damarları var.

varis
varsity
vâris
devisee
bayan varis
(Kanun) inheritrix
bayan varis
(Kanun) inheritress
ortak varis
coparcener
ortak varis
coheir
ortak varis
parcener
varis
heirer
yasal varis
heir-at-law
التركية - التركية
(Hukuk) Mirasçı
(Osmanlı Dönemi) Cenab-ı Hakk'ın bir ismi
(Osmanlı Dönemi) Mirasçı. Kendisine miras düşen. Mirasa konan. Vefat eden birisinin maddî veya manevî mal ve mülkünde kullanmaya, tasarrufa salâhiyetli olan
varis
Kirli kan taşıyan damarların, fonksiyonel bozuklukları sonucu genişleyerek kıvrımlı bir hal alması
varis
Toplardamar genişlemesi
vâris
(Osmanlı Dönemi) herşeyin gerçek sahibi ve vârisi olan ve herşeyin mülkünü elinde tutan Allah; mirasçı, kendisine miras düşen, vefât eden birisinin mal ve mülkünü kullanmaya yetkili olan
Varis
ordubozan
Varisler
verese
vari̇s
المفضلات