Our train still needs to wait for the arrival of another train.
- Bir başka trenin varışı için trenimizin hala beklemesi gerekiyor.
He left soon after our arrival.
- Bizim varışımızdan kısa bir süre sonra ayrıldı.
The journey is more important than the destination.
- Yolculuk varış noktasından daha önemlidir.
Life is a journey, not a destination.
- Hayat bir yolculuktur, bir varış noktası değildir.
What's the destination of this ship?
- Bu geminin varış yeri neresidir?
How far is it to our destination?
- Bu bizim varış yerimize ne kadar uzak?
Is there a room available for tonight?
- Bu gece için mevcut bir oda var mı?
Is there any help available?
- İşe yarar bir yardım var mı?
In theory, there is no difference between theory and practice. But, in practice, there is.
- Teoride, teori ve pratik arasında hiçbir fark yoktur. Fakat pratikte, var.
There is a church at the back of my house.
- Evimin arkasında bir kilise var.
Tom lost all his belongings.
- Tom tüm varlıklarını kaybetti.
He needed more time to complete the task.
- Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı.
I had neither the time to go shopping, nor to say goodbye to my mother.
- Ne alışveriş etmek ne de anneme hoşça kal demek için zamanım vardı.
Sami left all of his possessions behind.
- Sami bütün varlıklarını geride bıraktı.
Tom believes that life exists on other planets.
- Tom, diğer gezegenlerde yaşamın var olduğuna inanmaktadır.
God exists, but he forgot the password.
- Tanrı var ama şifreyi unutmuş.
Tom is having an existential crisis.
- Tom varoluşsal bir kriz geçiriyor.
Thinking about the universe always gives me an existential crisis.
- Evren hakkında düşünmek bende her zaman varoluşsal bir kriz yaratır.
There are few bookstores in this area.
- Bu bölgede çok az kitapçı var.
There are few sites in the Tatar language on the Internet.
- İnternette Tatar dilinde çok az site vardır.
There is a clock on the wall.
- Duvarda bir saat var.
There is a church at the back of my house.
- Evimin arkasında bir kilise var.
How did you get in? Do you have a key?
- İçeri nasıl girdin? Anahtarın var mı?
Get inside and lock your doors! Close your windows! There is something in the fog!
- İçeri gir ve kapılarını kilitle! Pencerelerini kapat! Sisin içinde bir şey var!
There's someone in there.
- Orada içeride biri var.
There's somebody in there.
- Orada içeride biri var.
Is there a flight in the afternoon?
- Öğleden sonra bir uçuş var mı?
Is there an English-Japanese dictionary on the bookshelf?
- Kitaplıkta İngilizce-Japonca bir sözlük var mı?
C'deki değişken isimler büyük küçük harfe duyarlıdır.
- Variable names in C are case sensitive.
Yarın biz yağış ihtimali olan değişken bir hava bekliyoruz.
- Tomorrow we expect variable weather with a likely chance of precipitation.