Bilet bir hafta geçerlidir.
- The ticket is valid for a week.
O, 31 Mart, 1997 tarihine kadar geçerlidir.
- It's valid until March thirty-first, nineteen-ninety-seven.
Doğrulama yöntemi Bowling'in raporlarına da dayanıyordu.
- The validation methodology was based also on Bowling's reports.
Bu otopark biletini doğrulayabilir misin?
- Can you validate this parking ticket?
Önermenin geçerli olup olmadığı üzerinde düşünmelisin.
- You ought to think over whether the premise is valid or not.
Bu geçerli bir bakış açısıdır.
- This is a valid point of view.
Sizin iddianızın hiçbir geçerliliği yoktur.
- Your argument has no validity.
Toplumsal cinsiyet kimliği bozukluğunun geçerliliği siyasette son derece tartışmalı bir hal almıştır.
- The validity of gender identity disorder has become highly controversial in politics.
O, 31 Mart, 1997 tarihine kadar geçerlidir.
- It's valid until March thirty-first, nineteen-ninety-seven.
Bu vize ne kadar süre geçerlidir.
- How long is this visa valid?
Şikayetimin yasal olduğunu düşünüyorum.
- I think my complaint is valid.
Kusura bakmayın ama, onların her ikisinin mantıklı amaçları var.
- With all due respect, I think they both had valid points.
I will believe him as soon as he offers a valid answer.
Do not drive without a valid license.