uzat

listen to the pronunciation of uzat
التركية - الإنجليزية
(Bilgisayar) stretch

Tom stretched his legs. - Tom bacaklarını uzattı.

He stretched out his arm to take the book. - O, kitabı almak için kolunu uzattı.

{f} handed

I handed the examination papers in to the teacher. - Sınav kâğıtlarını öğretmene uzattım.

Tom poured milk into the glass and then handed it to Mary. - Tom sütü bardağa doldurdu ve sonra Mary'ye uzattı.

drag out
{f} lengthened

The sleeves of this coat have to be lengthened. - Bu paltonun kollarının uzatılması gerek.

{f} lengthening
{f} extended

He extended his right arm. - O, sağ kolunu uzattı.

We extended the meeting another 10 minutes. - Toplantıyı on dakika daha uzattık.

{f} hand

I handed the examination papers in to the teacher. - Sınav kâğıtlarını öğretmene uzattım.

He held out a helping hand to the poor. - O, yoksullara yardım eli uzattı.

extend

He extended his right arm. - O, sağ kolunu uzattı.

She extended her stay by five days. - Kalışını beş gün uzattı.

elongate
prolong

If we don’t make it, we shall need to prolong the time frame. - Eğer onu yapmazsak, zaman aralığını uzatmamız gerekecek.

The happiness of a person prolongs his day. - Bir insanın mutluluğu onun gününü uzatır.

lengthen

The coat is a bit too short. Can you lengthen it? - Ceket biraz fazla kısa. Onu uzatabilir misin?

The sleeves of this coat have to be lengthened. - Bu paltonun kollarının uzatılması gerek.

{f} extending

Alchemists believed that the philosopher's stone was capable of extending a person's life. - Simyagerler felsefe taşının kişinin hayatını uzatabileceğine inanıyordu.

Tom wanted to check the applicant's character reference before extending an offer. - Tom teklifi uzatmadan önce başvuranın karakter referansını kontrol etmek istedi.

{f} prolonged

This huge war has been prolonged. - Bu büyük savaşın süresi uzatılmıştır.

elongated
(Biyoloji) protract
crane
dragout
uza
drag on
uza
get longer
uza
draw out
Ayağını yorganına göre uzat
(Atasözü) Cut your coat according to your cloth
ayağını yorganına göre uzat
waste not
uza
scat
uza
reach

She reached out to take his hat. - Şapkasını almak için uzandı.

He reached out for the book. - O, kitabı almak için uzandı.

البرتغالية - التركية

تعريف uzat في البرتغالية التركية القاموس.

Uzá
uzza
الأسبانية - التركية

تعريف uzat في الأسبانية التركية القاموس.

uza
uzza
uzat
المفضلات