Pick up your things and go away.
- Eşyalarını al ve uzaklaş.
Tom asked Mary to go away.
- Tom Mary'nin uzaklaşmasını rica etti.
All she could do was watch him walk away.
- Onun bütün yapabildiği onun uzaklaşmasını izlemekti.
I think it's time for me to walk away from this mess.
- Sanırım bu kargaşadan uzaklaşmamın zamanıdır.
After digressing, he returned to the subject.
- Konudan uzaklaştıktan sonra konuya geri döndü.