It is this gift of life that we are grateful to receive each waking moment, and so we give thanks, “for our lives, which are committed to Your power.”.
I've been having trouble waking up.
- Uyanmakta zorlanıyorum.
She was afraid of waking the baby.
- Bebeği uyandırmaya korkuyordu.
He wanted to be woken up early by his wife.
- Karısı tarafından erken uyandırılmak istedi.
When the full moon falls down on the roof at night, all the farmers are woken up.
- Gece dolunay çatının üzerine düştüğünde, tüm çiftçiler uyanır.
When I woke up, I was sad.
- Uyandığımda üzgündüm.
When I woke up, all other passengers had gotten off.
- Ben uyandığımda, diğer tüm yolcular inmişti.
Please wake me at six.
- Lütfen altıda beni uyandır.
Please wake me up at six tomorrow.
- Lütfen yarın saat 6'da beni uyandır.
The police found a truck matching that description.
- Polis bu tanıma uyan bir kamyon buldu.