uyan!

listen to the pronunciation of uyan!
التركية - الإنجليزية
(deyim) get on the stick
suitable
(Bilgisayar,Teknik) compatible
warning
stimulation
{f} waking

She was afraid of waking the baby. - Bebeği uyandırmaya korkuyordu.

I've been having trouble waking up. - Uyanmakta zorlanıyorum.

{f} woken

When the full moon falls down on the roof at night, all the farmers are woken up. - Gece dolunay çatının üzerine düştüğünde, tüm çiftçiler uyanır.

I was woken up suddenly at dawn. - Şafakta aniden uyandırıldım.

{i} conforming
observant
{f} woke

When I woke up, all other passengers had gotten off. - Ben uyandığımda, diğer tüm yolcular inmişti.

Tom and Mary woke up early to see the first sunrise of the year. - Tom ve Mary yılın ilk güneşinin doğuşunu görmek için erken uyandı.

{f} waked
{f} wake

Be quiet, or the baby will wake up. - Sessiz ol, yoksa bebek uyanacak.

Please wake me at six. - Lütfen altıda beni uyandır.

in keeping
pertaining to
correspondent
corresponding
coincident
in harmony
regardful
matching

The police found a truck matching that description. - Polis bu tanıma uyan bir kamyon buldu.

uyan!
المفضلات