He hung his head in shame.
- O utançla başını eğdi.
They hung their heads in shame.
- Onlar utanç içinde başlarını eğdiler.
I would rather be killed than live in disgrace.
- Utanç içinde yaşamaktansa öldürülmeyi tercih ederim.
I think it's disgraceful.
- Bunun utanç verici olduğunu düşünüyorum.