İşçi sendikaları hükümeti genel grevle tehdit etmekteydi.
- The labor unions had been threatening the government with a general strike.
Genelde, İngiltere'de iklim yumuşaktır.
- Generally speaking, the climate in England is mild.
Genel halkın adaylar hakkında ne düşündüğünü anketlerin bize söylemesine güvenebileceğimizi sanmıyorum.
- I don't think we can trust the polls to tell us what the general populace thinks about the candidates.
Belediye başkanı halka hitap etti.
- The mayor addressed the general public.
Başkan genel af ilan etti.
- The president granted a general pardon.
General düşman kampına karşı bir saldırı başlatmaya karar verdi.
- The general decided to launch an offensive against the enemy camp.