الإنجليزية - التركية
تعريف used after an adjective to indicate extremes or excessiveness في الإنجليزية التركية القاموس.
- ass
- {i} göt (Argo)
- ass
- {i} popo
Kalbim Fransız ama popom uluslararasıdır!
-My heart is French, but my ass is international!
O, popomdaki bir ağrıdan daha fazlasıdır.
-He's more than a pain in my ass.
- ass
- {i} kıç (argo)
- ass
- {i} dangalak
- ass
- {i} eşek herif (Argo)
- ass
- {i} eşek (Argo)
- ass
- {i} kaba kıç, makat
- ass
- {i} ahmak
- ass
- eşek
O proje üzerinde eşek gibi çalıştım.
-I worked my ass off on that project.
- ass
- salak
- ass
- aptal
Çabuk buraya gel, seni aptal!
-Get your ass over here, you idiot!
- ass
- göt
Seni götkafa olarak gördüğüm için kusura bakma, ama senin ne olduğun için düşündüğüm bu.
-Excuse me if I call you an asshole, but that's what I think you are.
Bütün saygımla, Sayın Başkan, sen bir götsün!
-With all due respect, Mr. President, you are an asshole!
- ass
- {i} kaba büzük, anüs
- ass
- merkep
- ass
- kaba et wild ass dağ kulanı
- ass
- aptal veya budala kimse
- ass
- zool Asinus onager
- ass
- eşek/popo
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف used after an adjective to indicate extremes or excessiveness في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- ass
That's an expensive-ass car!.
used after an adjective to indicate extremes or excessiveness
الواصلة
used af·ter an ad·jec·tive to in·di·cate extremes or ex·ces·sive·nessالنطق
Resimler
المفضلات