Tom has a butler and a cook.
- Tom'un uşak ve aşçısı var.
The butler announced Mr. and Mrs. Smith.
- Uşak Bay va Bayan Smith'i haber verdi.
The mind is a good servant, but a poor master.
- Akıl iyi bir uşak fakat kötü bir efendidir.
The servants tried to carry out their master's order.
- Uşaklar efendilerinin siparişini gerçekleştirmeye çalıştı.
If you behave like a lackey, you'll be treated like a lackey.
- Bir uşak gibi davranırsan bir uşak gibi davranılırsın.
A manservant is a man who works as a servant in a private house.
- Bir uşak özel bir evde bir hizmetçi olarak çalışan adamdır.
Every marquis wants to have pageboys.
- Her markiz uşak sahibi olmak ister.
A manservant is a man who works as a servant in a private house.
- Bir uşak özel bir evde bir hizmetçi olarak çalışan adamdır.