unwavering from a course of action

listen to the pronunciation of unwavering from a course of action
الإنجليزية - التركية
eylem dersten tereddütsüz
intent
niyet

Benim niyetim size herhangi bir şekilde zarar vermek değildir. - It is not my intent to hurt you in any way.

İşlerine karışmaya niyetim yok. - I have no intention of meddling in your affairs.

intent
{i} amaç

Onların amaçları açıktır. - Their intentions are obvious.

Amaçlarını bilmem gerekiyor. - I need to know your intentions.

intent
{i} gaye
intent
{s} niyetli

Fransızca öğrenmeye niyetli. - She is intent on mastering French.

Fransızca öğrenmeye niyetlidir. - He has been intent on learning French.

intent
azimli
intent
dikkatli
intent
dik

Tom'dan başka herkes dikkatle dinledi. - Everyone but Tom listened intently.

Kuşları dikkatle ve sevinçle izledi. - She watched the birds intently and joyfully.

intent
{i} kasıt

Tom bu hatayı kasıtlı olarak yaptı. - Tom made this mistake intentionally.

Onun hatası kasıtlıydı. - His mistake was intentional.

intent
(sıfat) niyetli, istekli, hevesli, kararlı, meşgul, dalmış, dikkatli
intent
{s} kararlı
intent
{s} istekli
intent
{s} dalmış
intent
(Mukavele) niyet, maksat
intent
{s} hevesli
intent
intently dikkatle
intent
(isim) niyet, maksat, amaç, gaye, kasıt
الإنجليزية - الإنجليزية
intent
unwavering from a course of action

    الواصلة

    un·wa·ver·ing from a course of ac·tion

    التركية النطق

    ınweyvırîng fırm ı kôrs ıv äkşın

    النطق

    /ənˈwāvərəɴɢ fərm ə ˈkôrs əv ˈaksʜən/ /ənˈweɪvɜrɪŋ fɜrm ə ˈkɔːrs əv ˈækʃən/
المفضلات