He forgot to give back my dictionary.
- Sözlüğümü geri vermeyi unuttu.
This fact must not be forgotten.
- Bu gerçek unutulmamalı.
Please don't forget to post the letters.
- Lütfen mektupları postalamayı unutma.
Don't forget what I told you.
- Sana söylediklerimi unutma.
I had forgotten how beautiful you are.
- Ne kadar güzel olduğunu unutmuştum.
Soon learnt, soon forgotten.
- Çabuk öğrenilirse, çabuk unutulur.