İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi.
- While the civil war went on, the country was in a state of anarchy.
Kamp gezisi sırasında, Tom dizanteri oldu.
- While on the camping trip, Tom got dysentery.
Tom Boston'da iken cüzdanını çaldırdı.
- Tom had his wallet stolen while he was in Boston.
O, Japonya'da iken kasaba kasaba dolaştı.
- He went about from town to town while he was in Japan.
İngilizce sevmesine rağmen, o, matematikte zayıftır.
- While he likes English, he is weak in mathematics.
Lütfen sürüş esnasında sürücüyle konuşmayın.
- Please do not talk to the driver while he's driving.
Hava çok sıkıntılı;sanırım kısa süre içinde gök gürleyecek.
- It's so muggy; I think it will thunder in a short while.
Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.
- I want to leave these packages for a while.
Neden yaptığımı bitirinceye kadar burada beklemiyorsun?
- Why don't you wait here while I finish what I'm doing?
Biz kek yerken ve çay içerken gece geç saatlere kadar konuştuk.
- We conversed until late at night while eating cake and drinking tea.
O dükkana giderken köpeğini ağaca bağladı
- He tied his dog up to the tree while he went into the store.
Biz telefonda konuşurken bağlantı kesildi.
- We were cut off while talking on the telephone.
Bazen yeni şeyleri denemek iyidir.
- It's good to try new things once in a while.
Hava çok sıkıntılı;sanırım kısa süre içinde gök gürleyecek.
- It's so muggy; I think it will thunder in a short while.
Ben orada kısa süre içinde olacağım.
- I'll be there in a little while.