Onun problemleri karşısında bizimkiler bir hiçtir.
- Verglichen mit seinen Problemen, sind unsere nichts.
Tazelik bizim önceliğimizdir.
- Freshness is our top priority.
Tatoeba Projesi bizim sanal evimizdir.
- Tatoeba Project is our virtual home.
Onların yaşam biçimi bizimkinden farklı.
- Their lifestyle is different from ours.
Onların arabası bizimkini solladı.
- Their car overtook ours.
Başkalarının hataları işaret edildiğinde bu hoşumuza gider, fakat bizimkiler işaret edildiğinde değil.
- We like it when others' mistakes are pointed out, but not when ours are.
Bu açgözlü piçlerin bizimkileri almalarına izin veremeyiz.
- We can't let these greedy bastards take what is ours.
Bay Tanaka bizim arkadaşımızdır.
- Mr Tanaka is a friend of ours.
Bizim bu evimiz sadece yeniden dekore edildi ve altı aylığına burada yaşamadık.
- This house of ours has just been redecorated, and we haven't lived here for sixth months.
Our opinion is an idea which we have; our conviction an idea which has us.
- Unsere Meinung ist eine Idee, die wir haben; unsere Überzeugung eine Idee, die uns hat.
Imagination affects every aspect of our lives.
- Die Fantasie hat Auswirkungen auf alle Aspekte in unserem Leben.