Saçınız gerçekten dağınık görünüyor.
- Your hair really does look untidy.
Tom ve Mary'nin evi çok dağınık.
- Tom and Mary's house is very untidy.
Onun uzun ve düzensiz saçları bir aslan yelesine benzerdi.
- His long and untidy hair was similar to a lion's mane.
Annem odamın düzensiz olmasından hoşlanmıyor.
- My mother doesn't like my room being untidy.