unreasonable; nonsensical; ridiculous, preposterous; silly, foolish

listen to the pronunciation of unreasonable; nonsensical; ridiculous, preposterous; silly, foolish
الإنجليزية - التركية

تعريف unreasonable; nonsensical; ridiculous, preposterous; silly, foolish في الإنجليزية التركية القاموس.

absurd
abzürd
absurd
{s} saçma

Şu genç çocukların polislerden daha hızlı koşabileceğine inanmak saçmadır. - It is absurd to believe that young children can run faster than policemen.

Twitter, saçmalıklara iyi bir örnektir. - Twitter is a good example of absurdity.

absurd
anlamsız

Bedel anlamsız olarak yüksekti. - The price was absurdly high.

absurd
maskaralık
absurd
absürd
absurd
muhal
absurd
olmayacak absurdity anlamsızlık
absurd
imkansız

Sen saçmayı denemeden imkansıza ulaşamazsın. - You cannot achieve the impossible without attempting the absurd.

absurd
(sıfat) anlamsız, saçma, abes, mantıksız, olanaksız, ipe sapa gelmez
absurd
{s} mantıksız

Onu yapman mantıksız. - It's absurd of you to do that.

absurd
akılsızca
absurd
manasız
absurd
birbirine karşıt düştüğü için yanlış
absurd
{s} abes
absurd
{s} olanaksız
absurd
maskaralık absurdly esassız olarak
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} absurd
unreasonable; nonsensical; ridiculous, preposterous; silly, foolish
المفضلات