Tom bölmek değil birleştirmek istedi.
- Tom wanted to unite not divide.
On altıncı yüzyılda Osmanlı Türkleri Akdeniz ve Kızıldeniz'i birleştirmek için Mısır'da bir kanal inşa etmeye teşebbüs ettiler.
- In the sixteenth century Ottoman Turks attempted to construct a canal in Egypt to unite Mediterranean Sea and Red Sea.
Savaş Amerikan halkını birleştirdi.
- The war had united the American people.
Çabalarımızı birleştirirsek bunu bitirebileceğiz.
- If we unite our efforts, we will be able to finish this.
If we want to win, we will need to unite.