Tom bugünkü toplantıya hepimizin katılması gerektiğini kesinlikle anlıyor.
- Tom certainly understands that we all need to attend today's meeting.
Tom Mary'nin yapmasını istediği şey tam olarak anlıyor.
- Tom understands exactly what Mary wants him to do.
Seni anlamak gerçekten çok zor.
- Understanding you is really very hard.
Hiçbir kültürel geçmiş, sanatı anlamak için gerekli değildir.
- No cultural background is necessary to understand art.
Tom, Fransızca'yı daha iyi anlamak istiyor.
- Tom would like to understand French better.
Bilmek, anlamakla aynı değildir.
- Knowing is not the same as understanding.
Tom onun niçin Fransızca öğrenmek istediğini anlayamadı.
- Tom couldn't understand why she wanted to learn French.
Dilinizi anlayabiliyorum.
- I can understand your language.
Onu hiç kimse anlamıyor.
- No one understands that.
I understand that you have information for me.
... now or something, hopefully our software understands ...
... understands the moon, he also understands the motion of the planets in the solar system. ...