under different circumstances

listen to the pronunciation of under different circumstances
الإنجليزية - التركية
Farklı koşullar altında
otherwise
aksi halde

Şimdi gidelim. Aksi halde, geç kalacağız. - Let’s go now. Otherwise, we'll be late.

Acele et, aksi halde öğle yemeğine geç kalacaksın. - Hurry up, otherwise you'll be late for lunch.

otherwise
aksi takdirde

Meşgulüm. Aksi takdirde davetini kabul ederdim. - I am busy; otherwise I would accept your invitation.

Meşgulüm. Aksi takdirde davetini kabul ederdim. - I'm busy, otherwise I'd accept your invitation.

otherwise
ayrıca
otherwise
başka

Mademki ben bir öğretmenim, başka türlü düşünüyorum. - Now that I am a teacher, I think otherwise.

Başka türlü yapamazdım. - I could not have done otherwise.

otherwise
bunun dışında

Bunun dışında, onun ekleyecek bir şeyi yoktu. - Otherwise he had nothing to add.

Yemek çok lezzetli değildi ama bunun dışında parti bir başarıydı. - The food wasn't very delicious, but otherwise the party was a success.

otherwise
bunun dışında/başka türlü
otherwise
başka konuyla
otherwise
farklı
otherwise
başka türlü

Başka türlü düşünemiyorum. - I can't think otherwise.

Başka türlü yapamazdım. - I could not have done otherwise.

otherwise
başkaca
otherwise
eğer olmazsa
otherwise
farklı bir şekilde
otherwise
yoksa

Yollarını kaybettiler, yoksa çoktan varmış olurlardı. - They lost their way; otherwise, they would have arrived long ago.

Derhal git, yoksa geç kalacaksın. - Go at once, otherwise you will be late.

otherwise
başka bakımlardan
otherwise
(zarf) yoksa, bunun dışında, başka, başka türlü, farklı, başkaca, ayrıca, diğer taraftan, başka konuyla
otherwise
başka suretle
otherwise
yoksa, olmazsa, aksi takdirde
الإنجليزية - الإنجليزية
otherwise
under different circumstances

    الواصلة

    un·der dif·fer·ent circumstances

    التركية النطق

    ʌndır dîfrınt sırkımstänsız

    النطق

    /ˈəndər ˈdəfrənt ˈsərkəmˌstansəz/ /ˈʌndɜr ˈdɪfrənt ˈsɜrkəmˌstænsəz/
المفضلات