Manzara tatsız ve monotondu. - The landscape was flat and monotonous.
Manzara tatsız ve monotondu.
The landscape was flat and monotonous.
Yaşantısının monoton olduğunu söylüyor. - She says her life is monotonous.
Yaşantısının monoton olduğunu söylüyor.
She says her life is monotonous.
Ben tekdüze yaşamdan bıktım. - I'm tired of the monotonous life.
Ben tekdüze yaşamdan bıktım.
I'm tired of the monotonous life.