Keşke benden kuşkulanmaktan vazgeçsen.
- I wish you would stop doubting me.
Benden kuşkulanmak için sebebin olduğunu biliyorum.
- I know you have reason to doubt me.
Tom'dan şüphelenmek için hiçbir nedenin yok.
- You have no reason to doubt Tom.
Onun doğru olduğundan şüphelenmek için her neden var.
- There is every reason to doubt that it is true.
Bob'ın benim doğum günü partime gelip gelmeyeceğinden kuşkuluyum.
- I doubt if Bob will come to my birthday party.
Tom'un yardımcı olacağından kuşkuluyum, ama yine de ona sormalısınız.
- I doubt that Tom would help, but you should still ask him.
Tom'un güzel şekilde Fransızcayı nasıl konuşacağına eğilimli olduğundan şüphe ediyorum.
- I doubt that Tom will ever learn how to speak French properly.
Tom'un yapmasını önerdiğin şekilde davranacağından şüpheliyim.
- I doubt that Tom would behave in the way you suggested he did.
Avukat onun masumiyetinden şüphe etti.
- The lawyer doubted his innocence.
Avukat onun masumiyetinden şüphe etti.
- The lawyer doubted her innocence.
Onlar müslümanlara hiçbir müslümanın kâfire karşı davranmadığı şekilde davranıyorlar.
- They behave towards Muslims in a way in which no Muslim would behave towards an unbeliever.
Elbette o yeterince şüphe uyandırdı.
- Sure enough, he entertained doubts.
Ondan şüphe etmek hiç aklıma gelmedi.
- It never occurred to me to doubt him.
On hands and knees he looked at the empty siding and up at the sunfilled sky with unbelief and despair.