Tom smiled hopefully.
- Tom umutla gülümsedi.
Hope, not fear, is the creative principle in human affairs.
- Korku değil, umut insan ilişkilerinde yaratıcı ilkedir.
I hope for your success.
- Ben sizin başarınız için umutluyum.
I had great expectations for Tom.
- Tom için büyük umutlarım vardı.
Tom doesn't look very hopeful.
- Tom çok umutlu görünmüyor.
There are numerous reasons to be hopeful.
- Umutlu olmak için çok sayıda sebep var.
Our prospects for victory are excellent at the moment.
- Zafer umutlarımız şu anda mükemmel.
The prospects aren't very bright.
- Umutlar çok parlak değil.
To hope is better than to despair.
- Umutlanmak umutsuzluktan iyidir.
I guess it was too much to hope for.
- Sanırım bu umut etmek için çok fazlaydı.