umudunu

listen to the pronunciation of umudunu
التركية - الإنجليزية
give up hope

No matter what happens, you should never give up hope. - Ne olursa olsun asla umudunu kesmemelisin.

You must not give up hope. - Umudunu kaybetmemelisin.

umudunu kesmek
despair
Umut
(isim) Hope

I hope for your success. - Ben sizin başarınız için umutluyum.

Hope, not fear, is the creative principle in human affairs. - Korku değil, umut insan ilişkilerinde yaratıcı ilkedir.

umudunu kaybetme
losing hope
umudunu bağlamak
pin one's hopes on
umudunu bağlamak
pin one's faith on
umudunu boşa çıkarmak
disappoint
umudunu kesme
self despair
umudunu kesmek
to give up hope of, to despair (of sb/sth); to give sb up
umudunu kırmak
to destroy sb's hopes, to disappoint
umudunu yitirmek
quail
umudunu yitirmemek
keep one's pecker up
umut
wish
umut
{i} expectation

I had great expectations for Tom. - Tom için büyük umutlarım vardı.

umut
{i} trust
umut
hopeful

There are numerous reasons to be hopeful. - Umutlu olmak için çok sayıda sebep var.

I feel hopeful about the future. - Gelecekle ilgili umutlu hissediyorum.

umudunu kaybetmek
give up hope
umudunu kesmek
give up hope
umudunu kesmek
despair of
umudunu kesmek
give somebody up
umudunu yitirmek
despair
umut
esperance
umut
{i} expectancy
umudunu kesmek
give up

She had to give up her dream. - Hayalinden umudunu kesmek zorundaydı.

umut
prospect

What wonderful prospect is waiting for you on the other side of the door? None! - Bu kapının ardında seni hangi parlak umutlar bekliyor? Hiç!

They were sanguine about the company's prospects. - Onlar şirketin umutları hakkında iyimserdi.

umut
promise
umut
out of hope
umut
to hope

I guess it was too much to hope for. - Sanırım bu umut etmek için çok fazlaydı.

To hope is better than to despair. - Umutlanmak umutsuzluktan iyidir.

umut
hope that
umut
expectance
umut
hope; expectation
التركية - التركية

تعريف umudunu في التركية التركية القاموس.

umut
Ummaktan doğan güven duygusu, ümit
umut
Bu duyguyu veren kimse veya şey: "Bir tek umut, bir avuç askerde ve Mustafa Kemal denen bir isimdedir."- F. R. Atay
umut
Ummaktan doğan güven duygusu, ümit: "Bu umudum, şimdi yavaş yavaş ölüyor."- H. E. Adıvar
umut
Bu duyguyu veren kimse veya şey
umudunu
المفضلات