Bu saati ücretsiz alabilirsin.
- You can have this watch for nothing.
Onu ücretsiz olarak alabilirsin.
- You may have it for nothing.
O, boş yere onu bana verdi.
- He gave it to me for nothing.
O, kitabı boş yere aldı.
- He got the book for nothing.
Mike çok nazikti. Arabamı bedava tamir ettirdi.
- Mike was very kind. He got my car repaired for free.
Bedavaya bir dil öğrenin.
- Learn a language for free.
Tekerlekli patenleri bedavaya aldım.
- I got the roller skates for nothing.
Tom bu biletleri bedava aldı.
- Tom got these tickets for nothing.
Bütün çabalarım boşa gitti.
- All my pains went for nothing.
Ben bu kitabı boşuna aldım.
- I got this book for nothing.
Bu metni boşuna çevirdim.
- I translated this text for nothing.
Tomorrow, we shave for free.
- Morgen rasieren wir umsonst.
She got the ticket for free.
- Sie bekam das Ticket umsonst.
I got this bicycle for free.
- Ich habe dieses Fahrrad umsonst bekommen.
Tomorrow, we shave for free.
- Morgen rasieren wir umsonst.