Ladies and gentlemen, welcome aboard.
- Bayanlar ve baylar, uçağa hoş geldiniz.
She waved at me before she got on board the plane.
- O, uçağa binmeden önce bana el salladı.
They stepped on board the airplane.
- Onlar uçağa ayak bastılar.
An airplane had flown over the mountain.
- Bir uçak dağ üzerinden uçtu.
The airplane flies at a speed of five hundred kilometers per hour.
- Uçak saatte beş yüz kilometre hızla uçar.
Tom likes making paper aeroplanes.
- Tom kağıt uçak yapmaktan hoşlanır.
The aeroplane must carry some spare fuel.
- Uçak biraz yedek yakıt taşımalıdır.
This aircraft is capable to dogfight and bomb at the same time.
- Bu uçak it dalaşı yaparken, bombalama yapabilme kabiliyetine sahip.
My friend is studying aircraft engineering.
- Arkadaşım uçak mühendisliğinde okuyor.
The plane took off on time.
- Uçak zamanında kalktı.
How many hours does it take to go to Okinawa by plane?
- Okinawa'ya uçakla gitmek kaç saat sürer?
The aeroplane landed safely.
- Uçak güvenli bir şekilde indi.
The aeroplane must carry some spare fuel.
- Uçak biraz yedek yakıt taşımalıdır.