twenty, 20 (number)

listen to the pronunciation of twenty, 20 (number)
الإنجليزية - التركية
yirmi, 20 (sayı)
score
{i} skor

Oyunun final skoru üçe birdi. - The final score of the game was 3 to 1.

O,şu ana kadar en iyi skordur. - It's the best score up to now.

score
{i} puan

Ben testte sadece 33 puan aldım. - I scored only 33 points on the test.

Bizden daha iyi bir puan aldı. - He got a better score than us.

score
{f} partisyon yazmak
score
eleştirmek
score
(arg.) sikişmek
score
sebep
score
(gol) atmak
score
hesap
score
yirmi sayısı
score
(başarı/zafer/ödül/vb.) kazanmak
score
günün olayları
score
çetele kertiği ile tutulan hesap
score
{f} notaya geçirmek
score
{f} şanslı olmak
score
{f} çizmek
score
{f} değerlendirmek
score
{f} çentiklemek
score
yir

Takımın en iyi forveti geçen sezon yirmi üç gol attı. - The team's best striker scored twenty-three goals last season.

score
{i} durum
score
{i} (oyunda) sayı, puan, skor: What's the score? Kaça kaç?/Durum nedir?
الإنجليزية - الإنجليزية
score