التركية - الإنجليزية
تعريف tutucu في التركية الإنجليزية القاموس.
- conservative
Taft had become very conservative.
-Taft çok tutucu olmuştu.
Many conservative Americans agreed with him.
-Çok sayıda tutucu Amerikalı onunla aynı fikirdeler.
- (Diş Hekimliği) attachment
- tong
- trad
- trap
- catch
- (Askeri) shuttering
- prehensile
- (Tıp) adsorbent
- precipitator
- dyed in the wool
- wowser
- uptight
- conservative; holding; conservative, fuddy-duddy muhafazakâr
- strait-laced
- unprogressive
- fuddy-duddy
- stick in the mud
- square-toed
- retainer
- holder
- puritanical
- hidebound
- Die Hard
- fanatical
- puritan
- sectarian
- (a) conservative
- fanatic
- stuffy
- conservationist
- fogey
- getter
- straight
- right
- stick-in-the-mud
- true-blue
- arresters
- clip
- standpat
- stickinthemud
- (İnşaat) inhibitor
- arrester
- fielder
- blue
- tory
- square toed
- straitlaced
- (Tekstil) gripper
- strait laced
- tutucu kimse
- die-hard
- tutucu kızak
- cradle
- tutucu rayı
- grasper bar
- tutucu anot
- holding anode
- tutucu bir şekilde
- fanatically
- tutucu devre
- hold circuit
- tutucu diyot
- catching diode
- tutucu diş
- (Sinema) pilot pin
- tutucu filtre
- (Otomotiv) adsorbent filters
- tutucu güç
- (Askeri) holding power
- tutucu huzme
- holding beam
- tutucu karakter
- retentive personality
- tutucu kelepçe
- retaining clamp
- tutucu kimse
- Die Hard
- tutucu kimse
- stickler
- tutucu kimse
- old fogy
- tutucu kimse
- fanatic
- tutucu kimse
- old fogey
- tutucu kimse
- sectarian
- tutucu kimse
- fuddy-duddy
- tutucu kol
- support bar
- tutucu moment
- restoring moment
- tutucu olmayan
- latitudinarian
- tutucu pim
- retaining pin
- tutucu protestan
- puritan
- tutucu tırnaklar
- (Tekstil) head hinges
- tutucu ve iffetli tip
- Mrs. Grundy
- tutucu yay
- holding spring
- tutucu yay
- retaining spring
- tutucu zemin
- (Askeri) holding ground
- tutucu şişman adam
- colonel blimp
- kağıt tutucu
- Paper weight
- alev tutucu
- (Havacılık,Teknik) flame holder
- alev tutucu
- flame arrestor
- alev tutucu
- flame separation
- elektrot tutucu
- (Askeri) electrode holder
- kalem tutucu
- (Mekanik) tool holder
- nem tutucu
- (Gıda) humectant
- pislik tutucu
- strainer
- kum tutucu
- grit chambers
- muhafazakar; tutucu
- conservative, conservative
- nem tutucu
- (Mühendislik) moisture trap
- reçine tutucu
- (Mühendislik) resin trap
- tutucular
- holders
- alet tutucu
- toolpost
- alev geri tepme tutucu
- flashback arrester
- anal tutucu kişilik
- (Pisikoloji, Ruhbilim) anal retentive personality
- aşırı tutucu grup
- old guard
- aşırı tutucu kimse
- fundamentalist
- bobin tutucu
- package holder
- bobin tutucu
- bobbin holder
- buhar tutucu
- (İnşaat) damp-proof course
- cumhuriyetçilerin tutucu kanadı
- old guard
- dini akidelerde aşırı tutucu kimse
- (Hukuk) fundamentalist
- eldiven tutucu
- glove compartment
- film tutucu
- (Bilgisayar) movie grabber
- gres tutucu
- (Otomotiv) grease retainer
- halat tutucu
- rope grabber
- horoz tutucu perçin
- (Avcılık) hammer nose rivet
- iyon tutucu
- beam bender
- kablo tutucu
- cable bearer
- kablo tutucu
- (Elektrik, Elektronik,Teknik) cable clamp
- kafes tutucu
- cradle spacer
- kart tutucu
- card hopper
- kitap tutucu
- reading stand
- kum tutucu
- sand catcher
- kurum tutucu
- (İnşaat) flue dust catcher
- kurum tutucu
- soot catcher, soot arrester
- kıvılcım tutucu
- spark arrester
- mesafe tutucu demir
- tie spacer
- mesafe tutucu kovan
- distance sleeve
- mikrop tutucu filtre
- (Tıp) microbial retentive filters
- muaf tutucu
- exemptive
- oksijen tutucu
- (Kimya) oxygen absorbent
- ot tutucu
- trash catcher, weed catcher
- sediment tutucu
- sediment trap
- seloteyp tutucu
- splice tape holder
- sigorta tutucu
- fuse holder
- silindirik pislik tutucu
- drum trap
- tomruk tutucu
- timber grapple
- yerini tutucu
- (Tıp) surrogate
- çerçeve tutucu
- (Arılık) frame holder
- çöp tutucu
- waste trap
- ışın tutucu
- beam trap
- şapka içindeki ter tutucu bant
- sweatband
- şerbet tutucu
- juice catcher
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف tutucu في التركية التركية القاموس.
- Muhafazakar
- Mevcut toplumsal düzeni, düşünceleri ve kurumları değiştirmeden, olduğu gibi korumak isteyen kimse, muhafazakâr: "Bu tutucu yani, her fıkrasında, her yazısında belli olur."- H. Taner
- spor - Durmalı çıkışlarda, bisikletçiye yardım eden kişi
- Mevcut toplumsal düzeni, düşünceleri ve kurumları değiştirmeden, olduğu gibi korumak isteyen kimse, muhafazakâr
- Mevcut toplumsal düzeni, düşünceleri ve kurumları değiştirmeden olduğu gibi korumak isteyen kimse, muhafazakâr: "Bu tutucu yanı, her fıkrasında, her yazısında belli olur."- H. Taner
- Durmalı çıkışlarda, bisikletçiye yardım eden kişi