Duruşma günden güne devam etti.
- The trial went on day after day.
Yakalandı ve duruşma için tutuldu.
- He was captured and held for trial.
Bu bir yargılama değil bir duruşmadır.
- This is a hearing, not a trial.
Tom yargılamaya gelmeyecek.
- Tom won't show up for trial.
Biz deneme ve yanılma ile öğreniriz.
- We learn by trial and error.
Deneme beş gün sürdü.
- The trial lasted five days.
Tom'un testi ne zamandı?
- When was Tom's trial?
Davalı, milletvekilinin silahını kaptığında ve yargıcı vurduğunda yargılanmak üzereydi.
- The defendant was about to stand trial when he grabbed the deputy's gun and shot the judge.
Facebook ve cep telefonu mesajları bir öğrenciye tecavüz etmesi nedeniyle bir adamın davasında kilit delil olarak ortaya çıkmıştır.
- Facebook and text messages have emerged as key evidence in the trial of a man for raping a student.
Tom'un mahkemesi yarın başlar.
- Tom's trial starts tomorrow.
Sanık hırsız şimdi mahkeme huzurunda.
- The accused thief is on trial now.
The team trialled a new young goalkeeper in Saturday's match, with mixed results.