Onun uşakları bile onu küçümsedi.
- Even his servants despised him.
Tom ve ben birbirimizi küçümsedik.
- Tom and I despised each other.
Fred benden nefret ettiğini söyleyecek kadar uzağa gitti.
- Fred went so far as to say that he had hated me.
O, ona bir kazak satın aldı, ama o renginden nefret etti.
- She bought him a sweater, but he hated the color.