I didn't know your grandchildren lived in Boston.
- Torunlarının Boston'da yaşadığını bilmiyordum.
My parents really love their grandchildren.
- Ebeveynlerim torunlarını gerçekten seviyor.
We want to leave our descendants a clean and green earth.
- Torunlarımıza temiz ve yeşil bir dünya bırakmak istiyoruz.
He was a descendant of Julius Caesar.
- O, Julius Caesar'ın torunu.
The old man was accompanied by his grandchild.
- Yaşlı adama torunu tarafından eşlik edildi.
My parents really love their grandchildren.
- Ebeveynlerim torunlarını gerçekten seviyor.
Living in a colony on Titan, Tomas' grandson was a clone of his son, who was a clone of himself, Tomas. They were three generations of clones.
- Titan'da bir kolonide yaşamak: Tomas'ın torunu, Tomas'ın kendi klonu olan oğlunun klonuydu. Onlar üç kuşak klondu.
The old man is always accompanied by his grandson.
- Yaşlı adama her zaman torunu eşlik eder.
She searched for her granddaughter who had been taken away.
- O kaçırılan torununu aradı.
I have a granddaughter about your age.
- Yaklaşık senin yaşında bir kız torunum var.
Tom can't refuse his grandchildren anything.
- Tom torunlarından herhangi bir şey reddedemez.
My parents really love their grandchildren.
- Ebeveynlerim torunlarını gerçekten seviyor.