topuz

listen to the pronunciation of topuz
التركية - الإنجليزية
bun

She wears her hair in a bun. - O, saçını topuz yapar.

Mary did her hair in a bun. - Mary saçını topuz yaptı.

mace

One gladiator's weapon of choice is the mace, while the other's is a sword. - Diğerlerinki bir kılıç iken, bir gladyatörün seçtiği silah topuzdur.

knob

Tom turned the knob and pushed the door open. - Tom topuzu çevirdi ve açmak için kapıyı itti.

Tom twisted the knob and opened the door. - Tom topuzu çevirdi ve kapıyı açtı.

(saç) bun
door knob
war club
globular knob
slang penis, *pecker, *cock, *dick
mace (a weapon)
head (of a walking stick)
(tepede) upsweep
topknot
bun, knot (of hair)
(silah) mace, war club; globular knob, knob; (saç) knot, bun
pommel
chignon
knop
topuz (saç)
knot
topuz (tüfek)
mace
topuz saç
bun
topuz şeklinde merasim asası
mace
topuz başı
mace head
topuz gibi short and stocky
(person)
topuz kollu kilit
knob lock
topuz çatı
pavilion roof
topuzlar
knobs
plastik topuz
plastic locks
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) Top şeklinde toplanmış saç
(Osmanlı Dönemi) Kısa ve tıknaz kimse
(Osmanlı Dönemi) t. Ucu top şeklinde sopadan ibâret eski silâh
Bir şeyin elle tutulabilen çıkıntısı
Ucu top biçiminde eski bir silâh
Top biçiminde toplanmış saç
hıfzı topuz
Meyyale, Taif'te ölüm, Gazi ve Fikriye, çamlıca'nın üç Gülü gibi romanlarıyla da tanınmış gazeteci ve yazarımız
topuz
المفضلات