التركية - الإنجليزية
تعريف topu topu في التركية الإنجليزية القاموس.
- in all, altogether
- all in all, all told, altogether
- hepi topu
- Altogether, all of them
- futbol topu
- leather
That football is made of genuine leather.
-O futbol topu gerçek deriden imal edilmiştir.
- futbol topu
- football
That football is made of genuine leather.
-O futbol topu gerçek deriden imal edilmiştir.
- bayrak indirme topu
- (Askeri) retreat gun
- bayrak indirme topu
- (Askeri) evening gun
- bilardo topu
- billiard-ball
- bilardo topu
- cue ball
- bowling topu
- bowl
- deneme topu
- (Askeri) test piece
- deney topu
- (Askeri) test piece
- pompom topu
- (Askeri) pompom
- sabah topu
- (Askeri) morning sun
- selam topu
- (Askeri) saluting gun
- su topu
- water polo
- tank topu
- (Askeri) tank cannon
- tank topu
- (Askeri) tank gun
- top top
- very round
- topu
- kit
- topu atan oyuncu
- (Spor) pitcher
- topu atmak
- go bankrupt
- topu atmak
- fold
- topu atmak
- go bust
- topu avuta atmak
- (Spor) shoot-out
- topu dikmek
- (Konuşma Dili) bite the dust
- topu fırlat
- (Bilgisayar) launch ball
- topu geri vurmak
- (Spor) return
- topu kaçırmak
- (Spor) muff
- topu sürmeden adım atma
- (Spor) traveling
- topu tipleme
- (Spor) tap
- topu yakalamak
- catch the ball
- topu çalmak
- (Spor) intercept
- top top
- floccose
- ateş topu
- fireball
- kar topu
- snow ball
- topu ayağından almak
- (Spor) tackle
- topu ağlara göndermek
- (Spor) score a goal
- topu filelerle buluşturmak
- (Spor) to find the net
- yıkama topu
- Washing ball
- alan topu
- tennis ball
- altın topu gibi
- like a golden ball (said for a pretty and chubby baby)
- badminton topu
- shuttlecock
How are we meant to play badminton without a shuttlecock?
-Badminton topu olmadan nasıl badminton oynayacağız?
- basket topu
- basketball
Tom twirled the basketball on his finger.
-Tom basket topunu parmağında fırıl fırıl çevirdi.
Tom can't dribble a basketball very well.
-Tom basket topunu çok iyi süremez.
- bayram topu
- gun fired on Bairam days
- beysbol topu
- baseball
- bilardo topu
- billiard ball
- bilardo topu modeli
- (Pisikoloji, Ruhbilim) billiard-ball model
- boks antremanı topu
- punchball
- boks antremanı topu
- punching ball
- bovling topu
- bowl
- bovling topu
- (Spor) bowling ball
- cila topu a ball of cotton covered
- with a cloth for applying shellac
- delikli baharat topu
- pomander
- futbol topu
- soccer ball
The soccer ball is round.
-Futbol topu yuvarlaktır.
Tom kicked the soccer ball.
-Tom futbol topuna tekme attı.
- golf topu
- golf ball
Tom found a golf ball in the garden.
-Tom bahçede bir golf topu buldu.
It's no bigger than a golf ball.
-Bu, golf topundan daha büyük değil.
- golfte topu bunkere sokmuş olan
- bunkered
- golfte topu engelleyen tümsek veya çukur
- bunker
- golfte topu tümsek veya çukura sokmak
- bunker
- havan topu
- mil . mortar, trench mortar
- havan topu
- howitzer
- iftar topu gun fired at sunset during Ramazan as a signal
- for breaking the fast
- iğne topuzu/topu head of
- a pin, pinhead
- jimnastik topu
- medicine ball
- kanat topu
- (Askeri) wing gun
- kandil topu glass bowl of
- an oil lamp
- kantar topu
- ball of a steelyard
- kar topu
- a) snowball b) white and round
- kar topu
- 1. snowball. 2. very fair-complexioned and plump (child)
- kar topu atmak
- to snowball
- kar topu oynamak
- to have a snowball fight
- kar topu oynamak
- to play snowball
- kumaş topu
- cloth batch, batch
- kâğıt topu
- ream
- kıç topu
- stern chaser
- naftalin topu
- moth ball
- nur topu gibi
- cherubic, healthy and beautiful
- nur topu gibi
- (child) which is as healthy and attractive as can be
- nur topu gibi çocuk
- cherub
- o atışla topu ne kadar uzağa attınız
- How far did you hit the ball with that stroke
- pinpon topu
- ping pong ball
- plaj topu
- beachball
- plaj topu
- beach ball
- revolver topu
- cartridge cylinder
- sahra topu
- field gun
- sarkaç topu
- pendulum bob
- sağlık topu
- medicine ball
- siyah noktalı beyaz bilardo topu
- spot ball
- tanksavar topu
- antitank gun
- taret topu
- turret gun
- tenis topu
- tennis ball
I bought some tennis balls.
-Birkaç tenis topu aldım.
We bought some tennis balls.
-Birkaç tenis topu satın aldık.
- top top
- lumpy
- top top
- knobbly
- top top
- in masses
- top top
- in lumps
- top top
- 1. very round. 2. many bolts of (cloth). 3. many reams of (paper)
- top top
- flocculent
- topu
- all of; the whole lot of. Topunu aldım: I bought the whole lot of them
- topu
- total
- topu atmak
- sink the shop
- topu atmak
- go over the cliff
- topu atmak
- 1. slang to go bankrupt, go bust. 2. slang to fail a year, flunk a grade. 3. slang to die, kick the bucket
- topu atmak
- to go bankrupt, to go bust
- topu ağlara göndermek
- (Spor) find the net
- topu banda çarptırmak
- cushion
- topu başkasına atmak
- (deyim) pass the buck
- topu deliğe sokan vuruş
- hazard
- topu direğe nişanlamak
- (Spor) hit the woodwork
- topu düşürme
- fumble
- topu filelerle buluşturmak
- (Spor) find the net
- topu havaya vurmak
- lob
- topu kaleden çıkarmak
- (Spor) clear the ball
- topu karşılamak
- return
- topu kazanmak
- (Spor) win the ball
- topu kurtarmak
- (Spor) clear the ball
- topu oyuna sokma
- throw in
- topu sürmek
- dribble the ball
- topu uzaklaştırmak
- clear the ball
- topu uzaklaştırmak
- to clear the ball
- topu uzun ve kavisli atmak
- (Spor) banana kick
- topu yeniden oyna
- (Bilgisayar) replay ball
- topu yere vurma
- (Spor) put the ball on the floor
- topu yükseğe atmak
- (golf) loft
- uçaksavar topu
- antiaircraft gun
- uçaksavar topu
- Archie
- uçaksavar topu
- ack ack
- uçaksavar topu
- Archibald
- voleybol topu
- volleyball
- yumruk topu
- punching ball
- yumruk topu
- punchball
- çevgen topu
- polo ball
المصطلحات ذات الصلة
التركية - التركية
تعريف topu topu في التركية التركية القاموس.
- Aşağı yukarı, hemen hemen
- ayak topu
- Futbol
- alan topu
- Tenis
- altın topu
- Güzel ve tombul olan kucak çocukları için bir benzetme sözü olarak kullanılır
- bayram topu
- Dinî bayramların başladığını duyurmak için arife günü atılan top
- cila topu
- Cilâ eriyiğini yüzeye sürtmede kullanılan, dışı dokuma bezden, içi yıkanmış yün veya pamuktan hazırlanan topaç
- dağ topu
- Katır sırtında taşınan küçük top
- el topu
- Yedi veya on birer kişilik iki takım arasında yalnızca elle oynan, topu karşı takımın kalesine atmaya dayanan oyun, hentbol
- havan topu
- Üstün atış gücüne sahip bir çeşit kısa namlulu top
- iftar topu
- İftar zamanını bildirmek amacıyla patlatılan top
- kantar topu
- Kantarda bir ağırlık tartılırken dengeyi sağlayan, kantar kolu üzerinde hareket ettirilebilen metal küre
- masa topu
- Kuralları tenisinkine benzeyen, masa üzerinde özel top ve raketlerle oynanan bir oyun, masa tenisi
- ramazan topu
- Ramazan ayında sahur ve iftar vakitlerini halka duyurmak için atılan top
- sahra topu
- Dağ topu gibi katır sırtında taşınmayıp atlarla çekilen top
- salkım topu
- Çevreye dağılan mermi parçaları atan top
- sepet topu
- Basketbol
- su topu
- Topu karşı takımın kalesine sokmak temeline dayanan, yedi yüzücüden oluşan iki takım arasında havuzda yapılan spor türü
- yumruk topu
- Boksörlerin düzgün ve çabuk yumruk vurabilmeleri için çalıştıkları, uzunluğu boksörün boyuna göre ayarlanabilen, bir askıya asılı lastik top