topladı

listen to the pronunciation of topladı
التركية - الإنجليزية
gathered
Signatures assembled next to each other in the proper sequence for binding, as compared to nested Also called stacked
brought together in one place; "the collected works of Milton"; "the gathered folds of the skirt"
having accumulated or become more intense; "the deepened gloom"
having accumulated or become more intense; "the deepened gloom
topla
gather

Maruyama Park is a place where a lot of people gather. - Maruyama Parkı pek çok insanın toplandığı bir yerdir.

Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men. - Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.

topla
{f} harvest

I don't harvest your olives. - Senin zeytinlerini toplamam.

In November, olives are harvested from the trees to make oil. - Kasım ayında zeytinler yağı çıkarılmak üzere ağaçlardan toplanır.

topla
{f} summed
topla
make up

They make up about 12.5 percent of the total population. - Onlar toplam nüfusun yaklaşık yüzde 12,5'ğunu oluşturuyorlar.

Sami can make up his own bed. - Sami kendi yatağını toplayabilir.

topla
pick

A magnet can pick up and hold many nails at a time. - Bir mıknatıs bir seferde çok sayıda çiviyi toplayabilir ve tutabilir.

They will go to the woods to pick mushrooms, weather permitting. - Hava güzel olursa, onlar mantar toplamak için ormana gidecek.

topla
assemble

The teacher assembled the students in the hall. - Öğretmen salonda öğrencileri topladı.

The crowd assembled in front of the post office. - Kalabalık postanenin önünde toplandı.

topla
round up
topla
made up
topla
summon up

Summon up your courage and tell the truth. - Cesaretini topla ve gerçeği söyle.

topla
add up

Please add up the numbers. - Lütfen sayıları toplayınız.

Add up these figures. - Bu sayıları toplayın.

topla
{f} bunch
topla
{f} gathering

We had to postpone the gathering because of rain. - Biz yağmur nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.

Tom doesn't enjoy family gatherings very much. - Tom aile toplantılarını fazla sevmiyor.

topla
sum up

Can you briefly sum up what was said at the meeting? - Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin?

topla
reunite
topla
{f} muster

Tom finally mustered up the courage to ask Mary to lend him the money he needed. - Tom sonunda Mary'nin onun ihtiyacı olan parayı ona ödünç vermesini isteme cesaretini topladı.

He mustered up his courage to talk to a foreigner. - O bir yabancı ile konuşmak için cesaretini topladı.

topla
{f} collected

Bob gave Tina almost all the stamps he had collected, and kept only a few for himself. - Bob neredeyse topladığı tüm pulları Tina'ya verdi

Tom collected coffee cups. - Tom kahve fincanlarını topladı.

topla
bunched
davulu biz çaldık, parsayı başkası topladı
(Konuşma Dili) We did the job and took all the trouble; others benefited from it
topla
three-pronged pitchfork
topla
collecting

My hobby is collecting insects. - Benim hobim böcek toplamaktır.

Tom's hobby is collecting photos of cars. - Tom'un hobisi araba fotoğrafları toplamaktır.

topla
sum#up
topla
convoke
topla
sum

Tatoeba: Because a language is more than the sum of its words. - Tatoeba: Çünkü bir dil sözcüklerinin toplamından daha fazladır.

The sum of 5 and 3 is 8. - 5 ve 3'ün toplamı 8'dir.

topla
sumup
topla
make#up
topla
recruit
التركية - التركية

تعريف topladı في التركية التركية القاموس.

topla
Üç parmaklı diren
topla
Üç parmaklı dirgen
topladı
المفضلات