His tone was very annoyed.
- Onun tonu çok kızgındı.
I wish I could get back the tone and nimbleness I once had.
- Keşke bir zamanlar sahip olduğum tonu ve atikliği geri alabilsem.
I have tons of books at the office.
- Ofiste tonlarca kitabım var.
About ten million tons of coal are mined every day in China.
- Çin'de her gün yaklaşık on milyon ton kömür çıkartılır.
Green tints prevail in the upholstery.
- Döşemede yeşil tonlar hakimdi.
That's a really weird shade of red for a car.
- Bu bir araba için gerçekten kırmızının garip bir tonu.
There are many shades of gray.
- Grinin birçok tonları var.
I’ve got a ton of work to do.
Bir sürü arkadaşın var.
- You have tons of friends.
Yapacak bir sürü işim var.
- I've got a ton of work to do.