Tom öğretmeniyle o ses tonuyla konuşmamalıydı.
- Tom ought not to have spoken to his teacher in that tone of voice.
Keşke bir zamanlar sahip olduğum tonu ve atikliği geri alabilsem.
- I wish I could get back the tone and nimbleness I once had.
Ses tonundan, benden ne kadar nefret ettiğini hissettim.
- I knew from his tone how much he hated me.
Sinyal sesinde, lütfen mesajınızı kaydedin.
- At the tone, please record your message.
Sözlerinin keskin tonu, atmosferi soğuttu.
- The sharp tone of his words chilled the atmosphere.
O, eşsiz ses tonunu kullanarak bir konuşma yaptı.
- He made a speech using his unique tone of voice.
Tom kızgın bir ses tonuyla konuştu.
- Tom spoke in an angry tone.
So wythin the thirde day, there cam to the cité thes two brethirne: the tone hyght Sir Helyus and the other hyght Helake .