The new laws sowed the seeds of revolution.
- Yeni yasalar devrimin tohumlarını ekti.
Poppy seed muffins are her favorites, but there are days when she must settle for blueberry.
- Haşhaş tohumlu çörekler onun gözdesidir, ama onun yaban mersinine razı olmak zorunda olduğu günler vardır.
Feed chickens with seeds.
- Tavukları tohumla besle.
Charlemagne is said to have sown the seeds of both Germany and France.
- Charlemagne'ın hem Almanya hem de Fransa'nın tohumlarını attığı söylenir.
Farmers sow grain seeds in spring.
- Çiftçiler, tahıl tohumlarını ilkbaharda ekerler.
Tom didn't know apple trees grow from seeds.
- Tom elma ağaçlarının tohumlarından yetiştiğini bilmiyordu.
Johnny kept planting apple seeds for 46 years.
- Johnny 46 yıl boyunca elma tohumlarını ekmeye devam etti.