O, arkadaşının ölümünün intikamını almak için yemin etti.
- He vowed to avenge his friend's death.
Bir daha onunla konuşmamaya yemin ettim.
- I vowed that I would never speak to her again.
O, Telefon dinlemesinin üstlerinin emirleri ile yürütüldüğü şeklinde ifade verdi.
- He testified that the wire-tapping was carried out at the behest of his superiors.
Bir daha onunla konuşmamaya yemin ettim.
- I vowed that I would never speak to her again.
Tom onu yapmayacağına yemin etti.
- Tom vowed he'd never do it.
The rebels vowed to continue their fight until they succeed.