الإنجليزية - التركية
تعريف to utter with an affected tone في الإنجليزية التركية القاموس.
- tone
- ton
Tondaki ince farklar orijinali fotokopiden ayırt eder.
-Subtle differences in tone discriminate the original from the copy.
Onun tonu çok kızgındı.
-His tone was very annoyed.
- tone
- nüanslamak
- tone
- ton vermek
- tone
- atmosfer
Sözlerinin keskin tonu, atmosferi soğuttu.
-The sharp tone of his words chilled the atmosphere.
- tone
- (Dilbilim) ses perdesi
- tone
- (Bilgisayar) tonlu arama
- tone
- nüans
- tone
- tavır
- tone
- perde
- tone
- renk tonu
- tone
- {i} bir yere özgü
- tone
- {i} form, istenilen ve olması gereken durum
- tone
- {i} (ses veya renge ait) ton
- tone
- koyuluk, ton, ses
- tone
- vücudun veya uzvun sıhhatli hali
- tone
- (Askeri) TON: Görüntü üzerinde, siyahtan beyaza kadar her ayırt edilebilir gölge değişimi
- tone
- {i} ses
Piyanonun iyi bir sesi var.
-The piano has a good tone.
O, eşsiz ses tonunu kullanarak bir konuşma yaptı.
-He made a speech using his unique tone of voice.
- tone
- {i} müz. aralık, iki nota arasında ses farkı
- tone
- (isim) ses, perde, ton, güç, sağlıklı hal, tavır, ruh hali
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to utter with an affected tone في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- tone
to utter with an affected tone
الواصلة
to ut·ter with an af·fec·ted toneالتركية النطق
tı ʌtır wîdh ın ıfektıd tōnالنطق
/tə ˈətər wəᴛʜ ən əˈfektəd ˈtōn/ /tə ˈʌtɜr wɪð ən əˈfɛktəd ˈtoʊn/
Resimler
المفضلات