to utter imprecations or curses; to affirm or deny with imprecations; to swear

listen to the pronunciation of to utter imprecations or curses; to affirm or deny with imprecations; to swear
الإنجليزية - التركية

تعريف to utter imprecations or curses; to affirm or deny with imprecations; to swear في الإنجليزية التركية القاموس.

curse
{f} sövmek
curse
{f} lanetlemek

Bir mum yakmak karanlığı lanetlemekten daha iyidir. - It is better to light a candle than to curse the darkness.

curse
kargış etmek
curse
sövme
curse
kahretmek
curse
intizar etmek
curse
ilenmek
curse
ilenme
curse
küfür

En sevdiğin küfür hangisi? - What's your favorite curse word?

Kahve bir kızın ilk buluşmasındaki öpücük kadar sıcak, o gece kızın kucağı kadar yumuşak ve annesinin kızı bulduğu zaman ettiği küfürler kadar siyah olmalıdır. - The coffee has got to be as hot as a girl's kiss on the first date, as sweet as those nights in her arms, and as dark as the curse of her mother when she finds out.

curse
lanet

Kazaya sahip olduğu için onu lanetledi. - She cursed him for causing the accident.

Bilgelik, bilgeliğe sahip adam için hiçbir şey yapmazsa bir lanettir. - Wisdom is a curse when wisdom does nothing for the man who has it.

curse
ilenç
curse
küfür etmek
curse
{i} sövgü, sövme, küfür. 3
curse
regl
curse
cursed with çeken
curse
hırçın
curse
{f} lanet okumak
curse
{f} beddua etmek
curse
{f} sövmek, sövüp saymak, küfretmek
curse
felâket
الإنجليزية - الإنجليزية
curse
to utter imprecations or curses; to affirm or deny with imprecations; to swear

    الواصلة

    to ut·ter imprecations or curses; to af·firm or de·ny with imprecations; to swear

    النطق

المفضلات