to treat like a young child; to keep dependent; to humor; to fondle

listen to the pronunciation of to treat like a young child; to keep dependent; to humor; to fondle
الإنجليزية - التركية

تعريف to treat like a young child; to keep dependent; to humor; to fondle في الإنجليزية التركية القاموس.

baby
bebek

Sessiz ol, yoksa bebek uyanacak. - Be quiet, or the baby will wake up.

Bebek ağlamayı kesti. - The baby ceased crying.

baby
yavru

Parkta dolaşırken, bir yavru kuş buldum. - Walking in the park, I found a baby bird.

Anne fil nehirde yavrusunu yıkadı. - The mother elephant bathes her baby in the river.

baby
her ihtiyacını karşılamak
baby
bala
baby
{i} piliç (kız)
baby
(fiil) şımartmak, bebek muamelesi yapmak
baby
{i} k.dili. sevgili
baby
(Tıp) Bebek, süt çocuğu
baby
{i} sorumluluk
baby
{s} bebeksi
baby
küçük çocu
baby
dili küçük nispeten küçük
baby
{f} şımartmak
baby
argo bir kimsenin ovunmesine sebep olan icat veya eser
baby
{s} küçük

Yaşlı bir adam, büyük oğlu, küçük kızı ve küçük bebeği ile eski kiliseye girdi. - An old man entered the old church with his elder son, his younger daughter and her little baby.

Küçük bebek dün doğdu. - The little baby was born yesterday.

baby
bebeğe yakışan
baby
argo kız
baby
{f} (birine) aşırı bir özenle bakmak, her ihtiyacını karşılamak
الإنجليزية - الإنجليزية
baby
to treat like a young child; to keep dependent; to humor; to fondle
المفضلات