الإنجليزية - التركية
تعريف to travel in a vehicle; to ride or drive في الإنجليزية التركية القاموس.
- tool
- araç,v.aletle şekillendir: n.alet
- tool
- bir alet ile şekil vermek
- tool
- piyon
- tool
- kaba penis
- tool
- (arabayı) sürmek
- tool
- vasıta
- tool
- kukla
- tool
- başkasına alet olan kimse
- tool
- {i} araç
Bugüne kadar icat edilmiş en önemli araç nedir?
-What is the most important tool ever invented?
Bisikletler kentsel sürdürülebilirlik için araçlardır.
-Bicycles are tools for urban sustainability.
- tool
- {i} alet
İyi bir işçi her zaman aletleriyle ilgilenir.
-A good workman always takes care of his tools.
Onlar orada kullanılanlara benzer aletler kullandılar.
-They used tools similar to those used there.
- tool
- (Mühendislik) alet, takım, torna bıçağı
- tool
- (İnşaat) takım, alet
- tool
- {i} keski
Keskin bir dil sürekli kullanımla keskinleşen tek kenarlı bir araçtır.
-A sharp tongue is the only edged tool that grows keener with constant use.
- tool
- {i} piyon, başkasının istediği gibi kullandığı kimse
- tool
- (fiil) aletle işlemek, araba kullanmak
- tool
- {i} kaba penis, alet, babafingo
- tool
- herhangi bir işi görmek için gerekli olan vasıta
- tool
- {f} aletle işlemek
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف to travel in a vehicle; to ride or drive في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- tool
to travel in a vehicle; to ride or drive
الواصلة
to trav·el in a vehicle; to ride or driveالنطق
Resimler
المفضلات