Trafik kurallarına riayet etmelisin.
- You must obey the traffic rules.
Trafik kurallarına riayet etmelisin.
- You should obey the traffic rules.
Bu yol üzerinde sürekli bir trafik akışı vardır.
- There is a constant flow of traffic on this road.
Trafik akışında bir kesinti yoktu.
- There was no gap in the stream of traffic.
Karıncayiyenlerin dünyada en çok ticareti yapılan memeli olduğu söyleniyor.
- Pangolins are said to be the world's most trafficked mammal.
İş çıkışındaki yoğun trafiğe yakalanmak korkunçtur.
- It's horrible to get caught in rush hour traffic.
İşçinin öğle on ikide gelmesi bekleniyordu fakat birkaç saattir bir trafik sıkışıklığında sıkıştı.
- The handyman was supposed to arrive at twelve noon, but got stuck in a traffic jam for a few hours.
It's units of study are regions or oceans, long-distance trades , the traffic of cults and beliefs between cultures and continents.
Traffic is slow at rush hour.
... internet traffic was video. ...
... So in traffic view, for example, you can see in real ...