Onun sesindeki bir titreme vardı. - There was a tremble in her voice.
Onun sesindeki bir titreme vardı.
There was a tremble in her voice.
Korkunç sahne onu korku içinde titretti. - The terrible scene made him tremble in fear.
Korkunç sahne onu korku içinde titretti.
The terrible scene made him tremble in fear.
Tom dizlerinin titrediğini hissetti. - Tom felt his knees tremble.
Tom dizlerinin titrediğini hissetti.
Tom felt his knees tremble.