Ne güzel bir sürpriz!
- What a nice surprise!
Ne güzel bir sürpriz!
- What a lovely surprise!
Seni şaşırtmak istemedim.
- I didn't mean to surprise you.
Tom'u şaşırtmak zordur.
- It's hard to surprise Tom.
O, şaşkınlıkla bana baktı.
- He looked at me in surprise.
Burada ne yapıyorsun? diye şaşkınlıkla bana sordu.
- What are you doing here? he asked me in surprise.
Ona sürpriz yapmak istiyorum.
- I want to surprise him.
Tom'a sürpriz yapmak istedim.
- I wanted to surprise Tom.
Sizden bir hediye almak beklenmedik bir sürprizdi.
- Receiving a gift from you was an unexpected surprise.
Bu beklenmedik bir sürpriz.
- This is an unexpected surprise.
Tom tamamen hayret etmiş değildi.
- Tom wasn't totally surprised.
Tom herhangi biri kadar hayret etti.
- Tom was as surprised as anyone.
Onun sessizliği beni şaşırttı.
- Her silence surprised me.
Hapishane gardiyanının bir kadın olduğunu görmek çoğu insanı şaşırtır.
- It surprises most people to find out that the prison warden is a woman.
Ordumuz kırallığa baskın yaptı.
- Our army took the kingdom by surprise.
The surprise attack was devastating.
Imagine my surprise on learning I owed twice as much as I thought I did.
He doesn't surprise easily.
It surprises me that I owe twice as much as I thought I did.
... the show. But after the show, there's a meet and greet for surprise people who did not ...
... certainly never ceases to surprise the travel and beyond ...