to the end.

listen to the pronunciation of to the end.
الإنجليزية - التركية

تعريف to the end. في الإنجليزية التركية القاموس.

through
yoluyla

Matematiksel hesaplamalar yoluyla Le Verrier Uranüsün ötesindeki başka gezegenin varlığını tahmin etti. Bu gezegenin yer çekimi Uranüsün sıradışı hareketini açıkladı. - Through mathematical calculations, Le Verrier predicted the presence of another planet beyond Uranus. The gravitational pull of this planet would explain the unusual motion of Uranus.

Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu. - Through trial and error, he found the right answer by chance.

through
baştan sona

Tom Mary'yi onun işini baştan sona incelerken yakaladı. - Tom caught Mary snooping through his stuff.

Tom baştan sona kadar derginin sayfalarını çevirdi. - Tom flipped through the pages of the magazine.

all the way
her şekilde
through
aktarmasız
through
orasında burasında
through
arasında (bir gürültünün)
through
rağmen (bir gürültüye)
to the end
ilanihaye
through
(Tıp) Vasıtasiyle, yolu ile
through
doğru

Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı. - The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface.

Zamana bağlı bir toplumda zaman lineer olarak görülür-yani geçmişten şimdiki zamana ve geleceğe doğru uzanan düz bir çizgi olarak. - In a time-bound society time is seen as linear- in other words as a straight line extending from the past, through the present, to the future.

through
-e kadar
to the end
sonuna kadar

O sonuna kadar elinden geleni yaptı. - He did his best to the end.

Sonuna kadar kalmak zorunda değilsiniz. - You don't have to stay to the end.

through
sonuna

Sonuna kadar görevi taşımalısın. - You must carry the task through to the end.

through
başından sonuna kadar
through
bitirmiş
through
içeriye

Tom banyo penceresinden içeriye girdi. - Tom got in through the bathroom window.

Hırsız kırık bir pencereden içeriye girdi. - The burglar got in through a broken window.

through
süresince

O, gece süresince çalıştı. - He worked through the night.

end.
sonu
through
(İnşaat) içinden, sona ermiş
through
(Yeni Sözcükler) boyunca

O gün boyunca İngilizce duyar. - She hears English all through the day.

Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım. - Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.

all the way
başından sonuna kadar
all the way
yol boyunca

Tren o kadar kalabalıktı ki ben bütün yol boyunca ayakta durmak zorunda kaldım. - The train was so crowded that I had to keep standing all the way.

Tom Mary'yi bütün yol boyunca istasyona kadar kovaladı. - Tom chased Mary all the way to the station.

all the way
tamamen
الإنجليزية - الإنجليزية
all the way
through

He said he would see it through.

to end.
break

The forecast says the hot weather will break by midweek.

to the end.

    الواصلة

    to the end

    فيديوهات

    ... providing people loans that can never be repaid and end up ...
    ... >>Kevin Allocca: Cool. I think that's a great note to end this on. ...
المفضلات