Söylenti gerçek olamaz.
- The rumor can't be true.
Şehirde bir söylenti dolaşıyordu.
- A rumor circulated through the city.
Bu dedikoduyu kimin çıkardığını biliyorum.
- I know who started the rumor.
Bu dedikodular muhtemelen doğru.
- These rumors are probably true.
John is rumored to be next in line for a promotion.